15.4.14

Güvercin

“Yürümek yatıştırır. Yürümede sağaltıcı bir güç vardır. Düzenli biçimde hep bir ayağı öbürünün ilerisine basma, aynı zamanda kolları ritmik bir biçimde kürek çeker gibi sallayıp soluma sıklığının yükselmesi, nabzın hafifçe uyarılması, gözün ve kulağın yönün saptanmasına ve dengenin korunmasına yönelik etkinlikleri, akıp giden havanın deri yüzeyinde duyumlanışı – bütün bunlar bedenle zihni hiç karşı durulmaz biçimde birbirine yaklaştıran ve ruhu, ne kadar dumura uğramış, zedelenmiş de olsa, büyüten, genişleten olaylardır.”

1949 doğumlu Alman yazar Patrick Süskind’in, kendisine büyük ün sağlayan romanı “Koku”dan sonra kaleme aldığı bu uzun öyküde 30 yıldır ufacık bir o
dada içine kapanık, tek başına bir hayat sürdürmekte olan ve bir bankada güvenlik görevlisi olarak çalışan, sadece evinden sıkıcı ve rutin işine gidip, işinden evine dönen, son derece planlı, titiz, hatta hastalık derecesinde kurallı yaşayan Jonathan Noel’in, bir sabah odasının kapısının önünde bir güvercine rastlamasıyla alt üst olan huzuru, iç dengesi ve hayatının o zor 1 günlük dönemi müthiş bir gözlem gücü ve detaycılıkla anlatılıyor.


“Koku” gibi bir şaheserden sonra belki de biraz rahatlamak ve basit bir şeyler karalamak niyetiyle yazılmış olduğu anlaşılan hikaye, eğlenceli bir zaman ve hoş bir okuma vaad ediyor.

Hayata iyi bakın

Blueman 

15.04.2014

Hiç yorum yok: