
Bir gün şef hastalığından dolayı hastaneye kaldırılır ve durumu kritikleşir. Bandoda yer alan şefin oğlu ise gerçekten iç burkan bir durumdadır. İşini kaybetmiş, maddi ve manevi sorunlardan ötürü karısı ile arası açılmış ve karısı çocukları da alıp evi terk etmiş, tüm eşyaları da beraberinde götürmüştür. Genç adam ek iş olarak, çocukların doğum günlerinde palyaçoluk yapmaktadır. Babasının da hastanede olduğu günlerden birinde artık tüm bu acılara dayanamaz ve kendini eskiden çalıştığı madendeki kulelerden birine asar. Kuledeki ipin ucunda sallanan bir palyaço görüntüsü çok etkileyicidir. Son anda kurtarılan genç babasının yattığı hastaneye kaldırılır. Babası yattığı yataktan başını kaldırdığında, koridordan geçen sedyedeki kişinin palyaço ayakkabılarını görür ve oğlunun yanına koşar. O unutamadığım sahnede baba oğul hasta ve bitkin bir vaziyette bir bankta oturmaktadırlar. Oğlu babasına başına gelen olayları ve tüm bunların artık kendisine çok ağır gelmekte olan etkilerini anlatır ve “Sense hala hayatta en önemli şeyin müzik olduğunu söylüyorsun” diye bağırır. O sırada koridordan geçmekte olan bir hastabakıcı, babasını kastederek gence “Pardon bu adam sizi rahatsız mı ediyor?” diye sorar. Genç de aynı hışımla ona şu cevabı verir: “Tabii ki rahatsız ediyor, o benim babam...”
Hepimiz bizi anlamadıkları, bizle çok uğraştıkları veya hareketlerimizi eleştirdikleri için zamanında anne ve babalarımıza kızmışızdır. Ama eğer bizler şekil verilmesi gereken birer hamursak, bu hamurlara şekil vermek için onları yoğuran, çekiştiren, bastıran anne ve babalarımızın aslında ne denli doğal ve ne denli yüce bir iş yaptıklarını o kadar çarpıcı bir şekilde hissettiriyordu ki bu sahne...
Hayata iyi bakın
Blueman
04.12.1998
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder