En çok da dolunay zamanları, büyük, karmaşık, gürültülü ve geceleri fazlasıyla aydınlık bir şehirde yaşıyor olmaktan hüzün duyuyorum.

“Come with me
Into the trees
We’ll lay on the grass
And let the hours pass”
Depeche Mode – “Stripped”
Sioux’ların Kızıl Otların Belirdiği Dolunay’ında (Nisan Dolunayı) günlük koşuşturmacalar ve sorunlardan bir an da olsa sıyrılıp hayalgücümüzün kanatlarını takarak kimbilir hangi diyarlara gidebiliriz istesek...
Kimbilir hangi uzak okyanus kıyısında ayışığının aydınlattığı dalgalar kıyıya vuruyor, tatlı bir rüzgar hemen sahilin gerisindeki ormandaki ağaçları hışırdatıyordur.
Kimbilir hangi dağın yükseklerinde dolunay ışığının bembeyaz karlar üzerinde yansımasıyla ortalığa nasıl da güzel bir renk hakim oluyordur. Kulaklarınızda sadece rüzgarın ve ayaklarınızın altında ezilen karların sesi...
Hangi savanda gece avcıları karınlarını doyurmak için avlarına pusu kuracaklar.
Hangi çölde dolunay yükseldiğinde bile anca ılımakta olan kumlar üzerinde telaşlı koşuşturmacalar olacak.
Kimbilir hangi ayışığı manzarasında kimileri birbirlerine aşklarını heyecanla ilan edecek, kimi aşıklar da birbirleirne sarılıp içlerindeki sevgiyi en derinde bir kez daha hissedecekler.
Nice şarkılar söylenecek, nice şiirler okunacak.
Günleri güneşli, geceleri gizemli, ayışığı, heyecan ve aşk dolu bir haftasonu dilerim.
Hayata iyi bakın
Blueman
26.04.2002
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder