12.9.07

* Temmuz dolunayı ve bedava zevkler

"Hayattaki en iyi şeyler bedavadır" isminde bir yabancı şarkı dinlemiştim bir zamanlar...

Gerçekten de nefes almak, gün batımını izlemek, bizleri çevreleyen doğanın, inceledikçe birer mucize olduğunu anlayabileceğimiz, ama kendimize kurduğumuz o ben-merkezci dünyalarımızda, bizlerce görülmeye alışıldıkça önemlerini de kaybetmiş onca güzelliğini algılamak da hem muhteşem hem de bedava değil miydi? Bedava olan şeyleri düşündükçe insan, aslında onların en çok ihtiyaç duyduğumuz, hemen herkesçe sevilen muhteşem duygular yarattığını anlayabiliyor.

İşte ılık bir yaz gecesi, Temmuz dolunayının aydınlattığı denizdeki hoş dalgalanmaların içinde kaybolurken bunlar gelmişti aklıma... Aşağıdaki yazıda harika bir hayat dersini bizlerle paylaşan bir insanın sözlerini de bu nedenle paylaşmak istedim.

Maddi hedefler peşinde koşarken, yaşamın sunduğu bedava zevkleri ihmal etmediğimiz bir hayat dilerim...



Hayata iyi bakın

Blueman

"İster genç olun ister yaşlı yaşınızla barışık değilseniz ihtiyarsınız demektir. Çok genç ölen yaşlılar olduğu gibi ihtiyar doğanlar da vardır. Üniversitelerimizde yaptığım söyleşilerde bana en çok para hakkında soru sorulur. Herhalde iş adamı olduğum için. Ben, ''paranın iki kişiliği vardır'' derim. Birincisi para bir değiş tokuş aracıdır. Para verip yiyecek, giyecek, ev, bark, hatta sağlık satın alabilirsiniz. İkincisi ile gelecek korkusunu yenersiniz. ''Yaşlılığımda çaresiz, muhtaç, perişan kalmam çünkü kötü gün paramı bir kenara ayırdım dersiniz. Ama para ötesi para-üstü bir konu daha vardır bunu parayla satın alamazsınız.
Bunun adı zevk ve keyiftir. Zevk almak, keyif duymak ancak KÜLTÜR ile mümkündür. Resimden zevk almak için sergiler bedava, müzik, kaset ve diskler üç otuz para. Ayrıca konserler de pahalı değil. Tiyatrolar hamburger fiyatına... Aşk ve sevgi zaten bedelsiz. Güneşin batışından, denizin hışırtısından ya da bir satranç oyunundan zevk alabiliyorsanız güneşi kaç paraya batırabilirsiniz? Denizi hışırdatmanın fiyatı nedir? Kalenizle bedavaya şah çekebilirsiniz. Yaşlılığınız için biriktireceğiniz kötü gün parası kadar belki ondan da önemli olan bu zevkler ve mutluluklardır. Bunlara sahip olmak ancak kültürle mümkündür. Para kazanmaya emek verdiğiniz kadar kültür edinmeye de emek verin. Yaşlılar ölüme daha yakın derler. Ama ölüm nüfus kağıdı sormuyor.
Şimdiki tutkulu projem, bir ceviz ormanı yetiştirmek. Fidanları dikmeye başladım bile. Ceviz fidanı 8 yıl sonra ağaç olup ceviz verirmis. Şimdi 76 yaşındayım, yani 84 yaşımda ceviz kıracağım. Bu kez kendi cevizlerimi..."

İshak Alaton

14.07.2003

Hiç yorum yok: