18.1.14

Ivan Ilyiç'in Ölümü


“İki hafta daha geçti. Artık İvan İlyiç kanepeden kalkamaz olmuştu. Yatağa yatmak istemediğinden kanepede yatıyordu. Yüzü duvara dönük, bir yandan bitmek bilmeyen acılar çekiyor, bir yandan da kafasına takılan düşünceye cevap arıyordu. Neydi bu? Bunun ölüm olduğu doğru muydu? İçindeki ses: “Evet, doğru.” diye cevap veriyordu. “Peki bu ıstırapların sebebi ne?” “Hiç, hiçbir sebebi yok! Sebepsiz bir ...ıstırap!” Başka da bir cevap yoktu.”

Lev Tolstoy’un 1886 yılında yazdığı, kısa ama oldukça etkili bir hikayesi. İvan İlyiç’in ölüm sürecini, hayatına kısaca bir göz attıktan sonra ölüme doğru yürüdüğü o ayları detaylıca inceleyen hikayede Tolstoy’un o olağanüstü gözlem gücünü ve psikolojik ayrıntılara hakimiyetine tanık oluyoruz yine.

Bana, 1996 başında dayanılmaz ağrılarla dolu uzun bir süreç sonucu yitirdiğim babamı hatırlatması ve belki de onu biraz daha iyi anlayabilmeme sebep olması bakımından daha da bir etkileyici gelen hikaye, bir kez daha öncelikle kendimizi tatmin eden, “iyi bir hayat” sürmemizin gerekliliğini ve hayatı kaplayan pek çok acıda, üzüntüde olduğu gibi ölüm sırasında da aslında ne kadar yalnız olduğumuzu hatırlatıyor.

Hayatın değerini bilmek için bazen ölümle yüzleşmek gerekir.
 
 
Hayata iyi bakın
 
Blueman
 
30.10.2013

Hiç yorum yok: