19.11.07

* Şubat dolunayı ve kar denizi

Soğuk kış gecelerinin hiç değilse bazıları, ortalığı kaplayan kar örtüsü sayesinde hoş bir aydınlık içindedir. Hele de dolunay gökyüzünde bulutların izin verdiği ölçüde o aydınlık yüzünü görtermişse... Böyle gecelerde çıkılan bir yürüyüşte, her adımımızla ayaklarımızın altında ezilen karın sesi gecenin sessizliğinde yankılanır. Biz sanki bir kar denizinde yürürken soğuk ve keskin hava ciğerlerimizi temizler, dolunayın parlaklığında düşüncelerin çalkantılı denizi de sakinleşir ve ruhumuz ağırlıklarından kurtularak özgürleşir. Kısa bir an için olsa bile...

Dolunay, deniz ve kar demişken, şu aşağıdaki alıntıyı da paylaşmak istedim:

“O gün ayın ondördüydü ve köy simli bir örtüyle örtülmüş gibi pırıl pırıl parlıyordu.
Halikasnas Balıkçısı bu parıltıya ’deniz sütü’ diyordu. Ona göre milyonlarca mikroskobik deniz canlısı bu parlaklığa sebep oluyordu. Balıkçı bu parıltıyı şöyle anlatmıştı: ‘Deniz sütü elektrikli bir aklıkla yanarak Akdeniz’i tam aylı gecelerdeki karlar gibi ılık bir kar denizine çevirir. Doğu-güney Akdeniz’in bu aydınlanışı hayatın sabahıdır. İşte bu nedenle Akdeniz’e Bahr-i Şefid, denizin akı, Akdeniz denir.’”

Mehmet Yaşın’in Hürriyet Pazar ekindeki bir yazısından

Hayata iyi bakın

Blueman

12.02.2006

Hiç yorum yok: