5.11.07

* Yeni yıla girişe farklı bir bakış

Her yeni yıl yaklaştığında etrafımızı saran Noel Baba’lar (hele bazı dükkanların önünde, ilgi çekip satışları arttırmak amacıyla pamuktan sakalı sarkmış, üzerindeki kırmızı beyaz ponponlu kıyafeti dolduramayan zayıf bedenleriyle soğukta titreyenleri gördükçe içim sızlıyor), “jingle bells” ezgileri, dilimize yerleşen “Kristmıs” lafı ile artık iyice alıştığımız yılbaşı kutlamalarına farklı bakış açısı ile yaklaşan iki yazıyı paylaşırken, yeni yılda önce sağlık, sonra da herşeyin gönlünüzce veya hayırlısı olmasını diliyorum.

“Alınan bilgiye göre, yılbaşı ve yeni yıla ilişkin inanışların bazıları halen halk arasında yaşatılırken bazıları ise duyanları şaşırtıyor. Halk arasındaki bu inanışlardan bazıları şöyle:
''- Yılbaşı sabahı oluktan en erken kim su getirirse o zengin olur.
- Yılbaşına dört beş gün kala değirmen kurulur, un kapları doldurulur, yeni yıla dolu kaplarla girilir ki o yıl un kapları hep dolu olsun.
- Yılbaşı gecesi eve öküz çıkartılır. Öküz eve girerken sağ ayağını atarsa o yılın bereketli geçeceğine inanılır.
- Yılbaşı gecesi evin kadını fasulye tanelerini, evde bolluk ve bereket olsun diye evin duvarlarına fırlatır.''
-Kağızman'da Pagaç-
Kağızman Kaymakamlığı'na ait web sitesinde yer verilen ilginç yılbaşı inanışı da şöyle:
'Yılbaşı gecelerinde yapılan eğlencelerde yenilecek bir nevi pasta veya börek benzeri bir yiyecek olan pagaç, yeni yılda ailenin kısmetinin kimin başında toplanacağını tespit etmede de kullanılır.
Pagacın hamuru hazırlanırken içine ufak bir madeni para atılır.
Para hamurla yoğrulup kaybolur. Pagaç tepsi içine yağ ile kavrulmuş un, ceviz içi ve çeşitli baharatlar konularak pişirilir.
Yılbaşı eğlenceleri devam ederken saat 24.00'de yeni yıla girişte pagaç, aile sayısına göre eşit parçalara ayrılmak sureti ile kesilir. Aile sayısına kedi ve köpek de ilave edilir. Pagaç içine konulan para aileden kimin hissesinde çıkarsa yeni yılın kısmetli kişisi olarak ilan edilir. Bu geceye mahsus bu kısmetli kişiye fazla değer verilerek eğlencelerine devam edilir.''

Şimdi tutup evde duvarlara fasulye tanesi atacak veya kapıdan öküz sokacak halimiz yok ama yine de kendi geleneklerimizi de bilmekte yarar var diye düşündüm :)

Bu da bir başka bakış açısı:

"Noel Baba: Yılbaşına doğru gündeme gelen bir "dönem" figürüdür.
Nasreddin Hoca: Yılın her günü yıldızdır.

Noel Baba: “Bütün çocuklara karşılıksız armağan verme” gibi ütopik ve imkansız bir fikrin kahramanıdır.
Nasreddin Hoca: “Parayı veren düdüğü çalar” dürüstlüğüyle realist ve sahici bir kimsedir.

Noel Baba: Çam ağaçlarının toplu katliamında başrol oynar.
Nasreddin Hoca: Sadece bindiği dalı keser, zararı daha ziyade kendinedir.


Noel Baba: Maddecidir, nesneler sayesinde ün yapmıştır.
Nasreddin Hoca: Paraya çevrilemeyecek bir zenginlik kaynağıdır, ruhu ve zekâyı besler.

Noel Baba: Geyiklerin çektiği kızakla, üstelik bir de uçarak, itici bir sürrealite içindedir.
Nasreddin Hoca: Eşeğine ters binerek reel ortamda sürreellik gösterdiği için daha çarpıcıdır.

Noel Baba: Aslen Antalya çıkışlıdır fakat asimile olmuştur, doğum yerini meraklısı bilir.
Nasreddin Hoca: Sonsuza kadar Akşehir'ın evlâdıdır.

Noel Baba: Herhangi bir babalığını göremediğimiz bir "baba”dır.
Nasreddin Hoca: Hepimizin hocasıdır!”

Hayata iyi bakın

Blueman

30.12.2005

Hiç yorum yok: