1.12.06

* Filmlerdeki Hayat – 2

Mike Figgis’in “Leaving Las Vegas” adlı filminde, alkolik olduğu için işinde başarısız olarak kovulan bir yazarı canlandıran Nicholas Cage ölmek için Las Vegas’a taşınır ve içmeye başlar, ta ki alkol onu öldürene kadar... Bu uzun sürecek bir intihar sürecidir. Günleri üretmeden, hissetmeden ve hatta düşünmeden geçerken, şişeler dolusu içki tüketmekte ve yavaş yavaş ölmektedir. Bir gün bir fahişe ile (Elisabeth Shue) tanışır ve zamanla aralarında ilginç bir dostluk, hatta aşk başlar. Yazarın konuşacak birine, fahişenin de yalnızlığına ve çaresizliğine ortak olacak bir desteğe ihtiyacı vardır. Hatta onca mesele çıkarmasına rağmen, alkolik adamın evindeki varlığı bile yetmektedir ona... Alkolik ondan sadece bir tek istekte bulunmuştur; asla içmesine engel olmaya çalışmaması... Ve bir gün fahişe alkolik adama bir hediye alır: bir içki matarası...



Çok sevdiğimiz birinin hoşumuza gitmeyen yönlerini sürekli değiştirmeye çalıştığımız bir dünyada, o fahişenin, sevdiği insanı ölüme götürecek olan bir isteğini bu şekilde kabullenmesi ve GERÇEK SEVGİYİ bu denli çarpıcı biçimde ifade etmesi unutulacak gibi değildi...

..............................................................................

SARHOŞ OLUN

Her zaman sarhoş olmalı. Herşey bunda... Tek sorun bu... Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken zamanın korkunç ağırlığını duymamak için, durmamacasına sarhoş olmalısınız. Ama neyle? Şarapla, şiirle ya da erdemle... Nasıl isterseniz... Ama sarhoş olun.

Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan herşeye sorun “saat kaç?” deyin... Yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: “Sarhoş olma saatidir. Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz.”

(BAUDELAIRE – PARİS SIKINTISI, 1886)

..............................................................................

Hayata iyi bakın

Blueman

03.12.1998

Hiç yorum yok: