29.8.07

* 8 Mart

Dünyada "Erkekler Günü" diye birşey kutlanmazken, neden "Kadınlar Günü"nü yaşamaya gerek olduğunu düşünürken, bunu erkeklerin zorunlu kıldığını farkettim. Ezilen, hor görülen, düşüncelerine değer verilmeyen, okula gönderilmeyen, rızaları olmadan evlendirilen, erkek çocuk özlemiyle görmezden gelinen, isimlerini bilmeyen babaları olan, eşit iş hakkı verilmeyen, tacize uğrayan kadınları ve feministleri gördükçe, bunların altında erkeklerin "errrrkek" davranışlarının ve sonuçlarının yattığını görüyorsunuz. Halbuki herkes insanca davranıp insanca muamele görseydi bu günlere gerek kalmazdı.

Neyse amacım "8 Mart Kadınlar Günü'nüz kutlu olsun" demek değil ama kadının güzel, sıcak, fedakar, erkekten farklı ve hatta üstün pek çok özelliği olan bir güzellik, bir varlık olduğunu erkek gözüyle çok güzel anlatan bir Çetin Altan yazısının bir bölümünü bugün vesilesi ile paylaşmak istedim.

Hayata iyi bakın

Blueman

"Pek yakında onbeşine basacak olan büyük oğlum geçen sabah:

- Baba hayatta en önemli şey kadın galiba diyordu.

- Galiba ne demek, elbette kadındır, dedim.

Kadınsızlığın ne olduğunu, üşüyen bir kedi gibi bir kadın sıcaklığı özlemiyle büyük şehirlerde tek başına yaşayan erkekler bilir.

Ne Haliç'in gurubu, ne Marmara'nın sisleri, ne Kozyatağı'nın toprak yolları, ne lokantadaki şarap, ne radyodaki müzik bir kadınla paylaşılmıyorsa bir hatıra güzelliğiyle hafızada yerleşmez. Bir koltuğa oturunca etekliğinin altından diz kapaklarının yuvarlaklığını göstererek uzanan bacaklar...

Her gülüşte ışıklanan dişler...

Dalgalanan saç, işveyle kalkan omuzu, ceylan esnekliğindeki bel, ilkiyle milyonuncusu arasında aynı lezzeti taşıyan, yarım kapaklı gözlerle dudaktan öpüşmesi. Cam üstünde kayan şurup damlası gibi dudaktan boyuna kayan erkek dudakları... Kadın da hayatın en önemli şeyi değilse, önemlilik sözcügü anlamsız kalır hayatta..."

07.03.2002

Hiç yorum yok: