16.8.07

* Kafam Karışık Biraz

"İnsanların büyük çoğunluğu gelecekte yaşarlar. Onlar için yaşam hiç gelmeyecek bir yarına hazırlıktır. Umutlarını da gelecek üzerine kurdukları hayallerine dayandırdıklarından, gelecek, umutlarına, düşlerine uygun düşsün isterler. Bunun için de didinir dururlar. Geleceğin, umutları ve düşleri doğrultusunda gerçekleşmemesi olasılığı onlar için sürekli bir kaygı ve huzursuzluk kaynağı olur. Yarının güveni için üzülüp, bugünlerini gerilim ve bunalım içinde tüketirler.

İnsanların diğer bir bölümü ise - özellikle yaşlılar - geçmişte yaşarlar. Onlar için geçmiş bütün olumsuz, huzursuz, üzüntülü ayrıntılardan ayıklanmış, arınmış, duygularla tadlandırılmış bir takım seçkin anların anılarından oluşan bir düş dünyasıdır.

"Şimdide yaşamak" ise uygulaması güç bir öneri... Bunu hayvanlar ve çocuklar doğal olarak yapıyorlar. Ama bilinçli olarak şimdide yaşamak için uyanıp, aydınlanmak gerekli..."

İnce detaylarına kadar düşünmeye devam edip, bir süre yol aldıktan ve biraz daha derinlere indikten sonra burada anlatılanlara hak vermemek elde değil... "Çocuklar ve hayvanlar gibi 'sadece şu anda', yani tasasız ve ıstırapsız yaşamak için eksik olan nedir? Ya da çocukken sahip olup da sonra bir yerlerde kaybedip bir daha da hiç bulamadığımız nedir?" diye düşünürken, hayvanların hayatları boyunca hiç sahip olmadıkları ve ihtiyaç da duymadıkları, çocukların da varlığından habersiz ya da temin etmek için pek de kendilerini sıkıntıya sokmadıkları bir şey geldi aklıma...Hayatımıza onun kaygısı girdikten sonra bırakıyoruz "sadece yaşamayı"... Hayatın doğallığı, doğanın tüm güzellikleri bizden yavaş yavaş uzaklaşmaya başlıyor ve hep özlüyoruz onları...

Peki sadece "şu an"da yaşasaydı herkes, ilerleme ve gelişme diye bir şey olur muydu? Hayal ettiklerimiz değil mi bizi sürekli gelişmeye ve ilerlemeye zorlayan?... Bir amaç ve hayalimiz olmasa, yaşama gücünü bulabilir miyiz kolayca?

Evet, evet ama "ilerleme" ve "gelişme", atomu parçalama, yeni gezegenlere ulaşma, telsiz iletişim midir?

İletişim olanakları, hızları vs. geliştikçe sanki kurulan iletişimin içeriği giderek anlamsızlaşıyor. En son çıkan cep telefonları kapış kapış satın alınırken, o telefonlarla konuşulan konular ve paylaşılanlar hakkında da neden daha iyiye, güzele ve anlamlıya doğru bir gelişme olmuyor? Son moda, en konforlu, en hızlı otomobilleri takip edip, hayallerimizi onlarla süslerken, neden onlarla gidebileceğimiz yerler giderek azalıyor?

Telsiz iletişim, gigabit/s, terabit/s derken aslında iletişim kurmak için herhangi bir teçhizata değil sadece düşünce güçlerine ihtiyaç duyan çok eski atalarımızın hala çok gerisinde olduğumuzu mu farkedeceğiz sonunda?

Gözümüzü bir noktaya dikmiş ilerlerken, üzerine basıp ezdiğimiz çiçekleri ne zaman farkedeceğiz?

Neyse...

Hayata iyi bakın

Blueman

01.10.2000

Hiç yorum yok: