16.8.07

* Şarkı Sözlerinde Gezinti - 5

Daha önce sözünü ettiğim o çok beğendiğim harika aşk şarkısının sözleri...

Francis Cabrel - Je t'aimais, Je t'aime, Je t'aimerai

Mon enfant nue sur les galets Çakıltaşları üzerindeki çıplak çocuğum
Le vent dans tes cheveux défaits Dağılmış saçlarındaki rüzgar
Comme un printemps sur mon trajet Yolumun üzerindeki bir ilkbahar gibi
Un diamant tombé d'un çoffret Bir mücevher kutusundan düşmüş bir pırlanta gibi

Seule la lumière pourrait Sadece ışık silebilirdi
Défaire nos reperes secrets Bileklerine dokunan parmaklarımın koyduğu
Où mes doigts pris sur tes poignets Gizli işaretlerimizi (damga)
Je t'aimais, je t'aime et je t'aimerai Seni seviyordum, seviyorum ve seveceğim

Quoi que tu fasses Ne yaparsan yap
L'amour est partout ou tu regardes Aşk baktığın her yerdedir
Dans les moindres recoins de l'espace Evrenin birkaç köşebaşında
Dans le moindre rêve où tu t'attardes Geç kaldığın birkaç rüyada
L'amour comme s'il en pleuvait Aşk, sanki çakıltaşları üzerine yağan
Nu sur leş galets Çıplak yağmur gibi

Le ciel prétend qu'il te connait Gökyüzü sanki seni tanıyor gibi
Il est si beau c'est surement vrai Öyle güzel ki, kesinlikle çok güzel
Lui qui ne s'approche jamais Sana asla yaklaşmayan erkekleri
Je l'ai vu pris dans tes filets Seni ağına yakalanmış gördüm
Le monde a tellement de regrets Dünyanın bir çok pişmanlıkları vardır
Tellement de choses qu'on promet Vaad edilen bir sürü şey
Une seule pour laquelle je suis fait Sadece bir tanesi için doğdum ben
Je t'aimais, je t'aime et je t'aimerai Seni seviyordum, seviyorum ve seveceğim

Quoi que tu fasses Ne yaparsan yap
L'amour est partout ou tu regardes Aşk baktığın her yerdedir
Dans leş moindres recoins de l'espace Evrenin birkaç köşebaşında
Dans le moindre rêve où tu t'attardes Geç kaldığın birkaç rüyada
L'amour comme s'il en pleuvait Aşk, sanki çakıltaşları üzerine yağan
Nu sur les galets Çıplak yağmur gibi
On s'envolera du meme quai Aynı limandan uçup gideceğiz
Les yeux dans les memes reflets Gözlerimiz aynı yansımalarda
Pour cette vie et celle d'apres Bu hayat ve sonraki için
Tu seras mon unique projet Sen benim yegane projem olacaksın

Je m'en irai poser tes portraits Senin portrelerini çizmeye gideceğim
A tous les plafonds de tout le palais Sarayın tüm tavanlarına
Sur tout les murs que je trouverai Bulacağım her duvarın üzerine
Et juste en dessous j'écrirai Ve her birinin tam altına yazacağım ki
Que seule la lumière pourrait... Sadece ışık silebilirdi
Défaire nos reperes secrets Bileklerine dokunan parmaklarımın koyduğu
Où mes doigts pris sur tes poignets Gizli işaretlerimizi (damga)
Je t'aimais, je t'aime et je t'aimerai Seni seviyordum, seviyorum ve seveceğim

Aşkı tanımlamaya çalıştıkça, aşıkken tam olarak nasıl bir boyutta olduğumuzu anlamaya çalıştıkça farkettiğim bir şey var. Aşk, onu yaşadıkça ve derinlerine indikçe genişleyen, yeni anlamlar kazanan ve ona yaklaştıkça daha da boyutlanıp daha da inanılmaz olan bir duygu... Yani onu gerçekten anlayabilmek asla mümkün olamıyor bu yüzden... Farkettim ki bu sonu olmayan, tanımlanamayacak, çok boyutlu bir yolculuk... Amaç da bir yere ulaşabilmek değil, yoldaki her güzelliğin zevkini çıkararak alabildiğine yürümek, koşmak, uçmak, derinlere
dalmak... Etrafımızı çevreleyen bu sonsuz evrenle birlikte genişleyen sonsuz bir duygu... Canlı ve cansız tüm varlıklarda var olan sonsuz enerji ve Yüce Güç'ün, bir insandaki minicik bir parçasının bir başka insan ya da herhangi bir varlıktaki diğer minicik parçaya doğru çekilmesi, iki gücün birleşerek muhteşem bir enerji dalgası oluşturması... Kimi zaman bu enerjiye bedenlerimiz dayanamaz, aklımız bu gücün büyüklüğünü algılayamaz hale gelir ve bu coşku kimi zaman aşırı neşe ve mutluluk gözyaşları, kimi zaman aşırı hüzün ve acı gözyaşları ile taşar...

Bir de anladım ki gerçek aşk, o insanı daha tanımadan önce de sevdiğini farketmek, tüm hayatı boyunca aslında onu beklediğini şaşırarak gözlemlemek ve hayatının geri kalanını ona adamak istemek...

Aşkın büyülü gücünün rengarenk boyadığı bir hayat dilerim...

Hayata iyi bakın

Blueman

04.12.2000

Hiç yorum yok: